1 Mart 2016 Salı

bu bahar hepsinden baska!

bu bahar hepsinden başka!

hatirlayamadigim kadar yıl sonra, hatta belki de ilk kez bu sabah, bahara taze bicilmis miss gibi cim kokusuyla uyandim.. 
hem de daha yeni yeni tazeleniyor, filizleniyorken ruhum ve yuregim..

8 Ekim 2015 Perşembe

bazen..

bazen, tam da en beklemediğin, 
en hazırlıksız, 
en unutmuş olduğun zamanda yapıyor hayat en büyük sürprizlerini..

hiç beklemediğin anda renkleniveriyor dünya’n..
artık olmaz dediklerin oluveriyor..

“bi daha nasıl” diye kaygılandığın ne varsa, 
büyük bir ustalıkla karışıveriyor hayatının akışına
ve sen, şaşkınlıkla izlerken sende olup biteni 
“bak sen bana..?” hallerine şaşırır buluyorsun kendini..

17 Ağustos 2015 Pazartesi

kıvam..

‘kıvam’ın TDK sözlük anlamı;
sıvılarda koyuluk derecesi, yoğunluk..
mecaz kullanımı ise;
‘bir şeyin en uygun zaman veya durumu’..

bana göre ise ‘kıvam’;
bilmek, anlamak, yaşta değil, zihinde büyümek..
“olmak” gibi bir sey..

10 Mart 2015 Salı

bir sene oldu Berkin..

yarın tam bir yıl olacak sen gideli çocuk!
buralar aynı, daha da beter!

sana sahip çıkamadığımız gibi, senden sonra yine sahip çıkamadık ne çocuklarımıza, ne kadınlarımıza, ne öğrencilerimize, ne madendeki, ne inşaatlardaki işçilerimize..

söylemek istemezdim ama güzel anneciğini yuhalatan “afedersin” başbakan, “afedersin” cumhurbaşkanı oldu..
öncesinde yerel şeçimlerde de katillerin kazandı buyuk oranda..
oy pusulaları kirliydi yine.. 
siyasetimiz de.. 
vicdanlarımız da oyle..

5 Ekim 2014 Pazar

"olmak" diyorum ben, siz nasıl derseniz..

Hep bir koşturmaca halindeyiz..
Hep birilerine yada bir yerlere koşuyor, yetişiyor,
kimilerine de geç kalıyoruz sürekli..

Düzen, aslında hepimizi koşmaya, yakalamaya, yetişmeye zorluyor bir yerlere..
ve koşarken kendimize geç kalıyoruz sıklıkla da..
ve aynı düzen, bizi en çok da “mutluluk” peşinde koşturuyor – mutluluk koşunca yakalanacakmış gibi.. Görece mutluluk tanımları içinde dayatılan, iyi ve parlak bir kariyer, güzel bir ev, sevgi dolu sıkıntısız bir aile, şahane zeki çocuklar, sağlıklı bir beden, istediğin o spor ayakkabıyı almak, lansmanı yeni yapılmış olan son teknoloji telefona sahip olmak ve daha yüzlercesi.. bunları elde etmekle kazanılacak baş döndürücü mutlu hayatlar empoze ediliyor topluma, hem de en küçüğünden en büyük olanlara kadar..

26 Eylül 2014 Cuma

haydi..!

Hayli uzun zamandır aslında, ama bu aralar daha da sıklıkla, daha da bir istekle;
dilimde, yüreğimde, aklımda, fikrimde hep bi “gitmeler”..

Salt ben de değil aslında..
insanlara bakıyorum, insanları dinliyorum da; herkes o kadar “yorgun, yılgın, bedbaht, heyhat” ki; herkesin aklında dilinde bir gitme telası..
ve fakat kimse işleyen bu çarkın dışına çıkmaya, dışarıda olmaya, dışarıdan bakmaya cesaret de edemiyor..
hani oyunun dışında kalmak gibi belki de..
buradaki “istemem, yan cebime koy” hayatlarından vazgeçemiyor kimseler..
sistemin manipulasyonları, toplumun dayatmaları, televizyonlarda pompalanan örnek hayatlar, ideal yaşam standartları, kariyer hedefleri..
böyle görece ve sanal mutluluklar sararken dört bir yanımızı, “daha iyi bir hayat” yakamdan çekiştiriyor durmadan fikrimde.. 

15 Eylül 2014 Pazartesi

dogum gunu-ymus..

eskiden şenliklerle karşılar, şenliklerle kutlardım doğum günümü..

sistemin dayatması ve para tuzagı olarak gordugum sevgililer gunu, tırı vırı gunu gibi seyleri hayatım boyunca kutlamadım zaten de, dogumgunu salt ve sade benim oldugundan, oyle sever, oyle dibine kadar sımarır, oyle kutlardım..

bu sene, ve bir süredir, öyle bile değil..

yaşlanmak da değil bu, yaş almaktan da değil sanıldığı gibi.. ya tükettik, ya yorulduk, ya da belki de komple değiştirebilmeyi başardık tam da istediğimiz gibi hayata bakmak istediğimiz, durmak istediğimiz yeri..